İş değişikliği ve bebeğimizin doğumu sebebi ile yazılara biraz ara verdim. Gayrimenkul konularında sektörü takip etme ve fikir yaratma konusunda Arkitera'nın Gazeteparc uygulaması gerçekten çok faydalı. Pek çok konuda pek çok şeyi söylemek ve geliştirmek istememe rağmen vakit darlığı sebebi ile seçim yapma durumunda kalıyorum.
Son 1-2 yıldır özellikle LEED ve BREEAM kelimeleri sık sık kullanılır olmuştur. Bunların dayandığı temel kavram ise "sustainability" dir. Türkçe'ye güzel bir çevrimle "sürdürülebilirlik" dir. Ana fikir, binaların yapım sürecinden başlayarak işletme süreçlerinde de en az karbon salınımına imkan vermesi, en enerji verimli şekilde kullanılması gibi konulardan oluşur.
Ülkemizde mevcut bir derecelendirme sistemi olmadığı için diğer pek çok şeyde yaptığımız gibi Amerika ve Avrupa'dan özel sektör nezdinde mevcut sürdürülebilir yapı denetleme sistemleri pek çok gayrimenkul projesinde kullanılmaya başladı. Ülkemizde LEED sertifikasını Siemens ve Unilever kendi işletmeleri için ilk kez alırken REDEVCO'nun Gordion AVM'leri BREEAM tarafından belgelendi. Elbette bu kriterleri sağlamak öncelikle vizyon sonra da bütçe gerektiriyor. Danışmanlık hizmet bedelleri ve bazı özel malzeme kullanım gereklilikleri ile bu iş başarılabiliyor. Günümüzde ise yükselen trend çevre dostu yapı kavramı olarak ön plana çıkıyor ve yatırımcılar da bu konularda fazla para ve vakit harcamadan olabildiğince fazla pazarlama ve iletişim argümanı üretmeye çalışıyor. Bunun en güncel örneği Akbatı projesinin 1 saatlik elektrik kapatma eylemine katılacağını duyurması oldu. BEP yönetmeliği ile yapılarda enerji kimliği zorunlu hale getirilerek mevzuat desteği sağlansa da hala bazı ilanlarda "çok çevreciyiz %80 yeşil alan var" tarzı lafları görmek mümkün. Bunun yanında AVM konferansının ana konusunun sürdürülebilirlik olarak belirlenmesi çok doğru olmuştur. Zira fiili bir işletme faaliyeti olan bu yapıların giderleri azaltmak ve ileri yıllardaki karbon ayak izi pazarının ilerlemesi ve bunun yaratacağı olası finansal avantajların değerlenedirilebilmesi için bu konu çok önemli olmaktadır. Her ne kadar çevreyi seviyoruz desek de en nihayetinde her şey daha sürdürülebilir kazançları öngörebilmek için yapılıyor.
Paylaş:Facebook
Twitter
Google+
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder